DOSTLUĞUMUZUN 10. YILINDA O BEYAZLAR GİYDİ...
Herkese göre arkadaş olamazdık...
Çünkü onun saçı görünmüyordu, ben ise kendi saçım yetmiyor gibi bide milletin saçından yapılmış çıtçıt takıyordum. O dışarı çıktığında 5 dakikada hazırlanıyordu, benim sadece likit çekmem bile yarım saatimi alıyordu. Gittiğimiz mekanlar farklıydı, ben ona sıkıcı derdim, o bana günah derdi...Bide aileler vardı.. Benim annem onu hep çok sevdi, onun annesi ise o kızla görüşme dedi...
Ama bunların hiç biri bizim beraber gülmemize engel olamadı.
Ben salondan içeri girdiğimde ağlamaya başladı. Benim saçlarım görünüyordu ama yinede ağladı. Sımsıkı sarıldık birbirimize, tabiki ilk sorduğum soru, ''ayakkabının altına adımı yazdın mı? bakim nereye yazdın? yaaa keşke kimlik numarasıyla yazsaydın, garanti olsaydı.'' tarzında saçmalak bir soru oldu ama o okadar alışmış ki bana, yinede dünyanın en güzel yüzüyle bana güldü.
Dostluğumuzda 10. yılı tamamladık. Dünyanın en güzel geliniydi benim arkadaşım. Düğün boyunca dilimi ısırdım ona bakarken.. Hani derler ya içinin güzelliği dışını yansımıştı diye, bu cümlenin sonuna ben hep onun adını ekledim....
10 yıldır hep kendi kendime bir yarış içindeydim seninle...ben senden uzunum, sen benden daha şişmansın, senin kaşlarının şekli bozuk, ben senden daha güzelim diyip durdum. Hatta son görüşmemizde üstümdeki herşeyi çıkartıp tartıya çıktım... Ben artık senden daha zayıfım ama sen yinede benden çok daha güzelsin...
Hep senin düğününe gelinlikle gelicem demiştim. Ben gelinlikle gelmedim, sen benim girmemem için kapıya güvenlik koymadın. Dünyanın en güzel gelini sen oldun. Çok mutlu olman dileğiyle benim yüzü gibi kalbi güzel arkadaşım.... Seni çok seviyorum...
Not: Ben senden sanırım birazcık uzunum;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder